1. Skip to Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer

GEREKÇE

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, Atatürk'ün belirttiği "Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak" hedefi, gerek uluslararası ilişkiler ve dış politika, gerekse siyaset, ekonomi, sosyo-kültür ve teknoloji alanlarında gelişmeyi zorunlu kılmaktadır.

Türkiye'nin 2023 yılında bu alanlarda arzulanan gelişmeyi gösterebilmesi; küresel ölçekte gelişim dinamiklerinin dikkate alınması ile bugünden bir vizyon geliştirilmesini, bu vizyon doğrultusunda ulaşılmak istenen hedefler ile hedeflere ulaşmayı sağlayacak strateji ve politikaların belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Amaçlanan noktaya ulaşmak, kuşkusuz ki var olan sorunlara odaklanmakla değil, vizyona ve hedefe odaklanan stratejilerin uygulanması ile mümkün olabilecektir.

Hızla gelişen dünyada güçlü bir aktör olarak yer almak ve bu konumu korumak çok kolay görünmese de, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünde, geniş perspektifli bir vizyonla Türkiye, hem sahip olduğu değerler itibariye muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış bir devlet hem de jeopolitik konumu itibariyle istikrarsız bir bölgede adeta bir demokrasi ve barış adası olarak dünya sahnesindeki yerini alacaktır.

TÜRKİYE'NİN STRATEJİK VİZYONU 2023 POJESİ
Hedeflere ulaşmak için izlenen stratejilerin işlerlik kazanmasında siyasi istikrar olmazsa olmaz bir koşuldur. Bunun sağlanabilmesi için devletin her kademesinde kurumsallaşmanın ileri düzeye ulaşması ve belirlenen politikalar ve yasaların titizlikle uygulanması gerekmektedir.

Küreselleşmenin bugün artık tüm ulusları etkilediği bir gerçektir. 2023 yılında ekonomik anlamda güçlü bir Türkiye, hem küreselleşmenin getirdiği olumsuzluklardan en az düzeyde etkilenecek hem de gelişmiş ekonomiler seviyesine ulaşabilecektir. Bu nedenle gerek yurt içinde belirli bir refah seviyesine ulaşılması, gerekse dünya ölçeğinde bir ekonomik düzey tutturulması için, hedefleri bugünden saptanmış ekonomi politikalarına ihtiyaç vardır.

Kurumsallaşma, nitelikli insan ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle Türkiye'nin insan kaynaklarını potansiyelini - özellikle de genç nüfusunu - iyi kullanacak stratejilerin geliştirilmesi, beyin göçünü önleyecek bir eğitim sisteminin yapılandırılması, gelişme ve büyüme için vazgeçilmez unsurlardır.

Günümüzde artık teknolojiyi kullanmak gelişme için yeterli olmamaktadır. Bugün önemli olan teknolojiyi üretmektir. Türkiye'de bu alanda yapılan çalışmaların başlangıcı çok eskilere gitmemektedir. Bu nedenle önümüzdeki on dört yıllık süreçte, ar-ge faaliyetlerine gerekli ve yeterli kaynak ayrılması, kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu alanda uzmanlaşmış kadroların yetiştirilmesi gerekmektedir.

Belirlenen hedeflere ulaşmada atılım yapan güçlü bir Türkiye'nin, uluslararası alanda da sözü geçen, saygın bir aktör olmaması için bir neden yoktur.

 

 

 

Share

tasamlogo